24 Kasım 2010 Çarşamba

Cami Avlusunda


          Tataristan özerk cumhuriyetinin başkenti Kazan. Bizim Gökdeniz'in Kazan'ı ölüm kalım maçı için sahadaydı. Karizmatik Solbakken'in takımı 1puanı alsa bile gruptan çıkmayı garantilicekti. Ama olmadı. Rubin gruptan çıkma şansını son maça taşıdı. Takımın abisi Gronkjaer takımını 45+2'de yaktı. Çok fazla pozisyonun olmadığı maçta gol, duran top sonrasında kazanılan penaltıyla geldi. Gronkjaer, topa eliyle ceza sahası içinde müdahele etti. Ekvatorlu Noboa golü atıp, Berdiyev'i rahatlattı. Kısa kısa bakalım:

          Bolanos aynı soydaşı Ruiz gibi bazen çok iyi oynayıp bazende çok kötü oynuyor. Bolanos bugün kötü günündeydi. 
          Gronkjaer hatasına rağmen ikinci devre çok iyi oynadı. N'Doye herzaman ki gibi elinden geleni yaptı. 16 yaşındaki Zohore'nin oyuna girmesinden sonra ikisi çok etkili oldu.N'Doye'nin bir topu da direkten döndü.  16'lık Zohore'ye dikkat, Inter ve Chelsea tarafından denemeye alınmış. Fiziği ve etkili oyunuyla adından çok söz ettiricek gibi. Son dakikada kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonu gole çevirse ülkesine küçük bir kahraman olarak dönücekti.
         Pospech sağ bekte çok iyi oynadı. Kopenhag'ın orta sahası maça etki edicek pasları yapamadı. İki Barcelona maçındaki Kopenhag'dan eser yoktu. Tabi bunda kötü zeminin ve hava şartlarınında payı vardı.
         Bizim Gökdeniz  sol bek Wendt'i delik deşik etti. Maçın en iyisiydi diyebiliriz. Noboa'da orta saha çok çalıştı. 


          
         Ben maçı bir Kopenhag fanı olarak izlediğim için genelde onları gözlemledim.
         Kamera ne zaman geniş açı yapsa stadın hemen arkasındaki Kul-Sharif Camii'inin mistik manzarasına takılıyordu gözlerim. Cami avlusunda Rubin Kazan - Kopenhag maçı izledik.
         Bu arada Star Tv'ye bu maçı yayınladıkları için teşekkürü borç biliriz(!)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder