6 Kasım 2010 Cumartesi

Bolton Wanderers - Tottenham Hotspur



             Hafta içinden moralli dönen Tottenham zorlu bir deplasmana çıktı. Redknapp Inter  maçındaki kadrodan farkli bir kadroyla sahaya çıktı. Haftaiçi göbekte Huddlestone önünde de Modric vardı. Bu maçta ise Palacios, Sandro önlerinde Modric'le başladı. Maça Van der Vaart ve Lennon'sız çıkan Tottenham'ın zorlanıcağını herkes tahmin ediyordu. Gözler son haftalarda harikalar yaratan galli Bale'in üzerindeydi.
             Maçın başlamasıyla birlikte Bolton etkili olmaya başladı. Müthiş bir presle başlayan Owen Coyle'in öğrencileri orta sahada Tottenham'a nefes aldırmadı. Sağda Hutton ve Lee ile Bale'i durdurmayı hedefleyen Coyle bunu o kadar iyi yaptı ki Bale maç boyunca bir kaç kere ileri çıkabildi. Bunlarıda Bolton'un organize çıkma çabalarından kazanılan toplarda  buldu. Coyle Tottenham'ı o kadar iyi analiz etmişti ki, orta bölgede müthiş bir üstünlük kurdu. Top Tottenham defansındayken Elmander, Davies ve orta sahada Holden çok ağır bir pres uyguladılar. Bu yüzden Tothenham uzun toplarla çıkmaya çalıştı. İleri dikilen her topta Bolton çok başarılıydı. Bolton topu kaptığında ise çok kalabalık hücüm ederek rakibi kendi yarı sahasına hapsediyordu.Buna rağmen organize ataklarda Bolton pek etkili olamadı.Bolton attığı 4 golün 3ünü geriden atılan uzun toplarla, ve o uzun topların devamında buldu. Tottenham ise Hutton'ın bireysel yetenek ve çabasıyla 2 gol attı.
            Kısa kısa bakalım şöyle ;
            Bolton'un defansı özellikle Knight ve Cahill çok iyiydi, Knight, Crouch'a nefes aldırmadı. Cahill ileri çıktığı bir pozisyonda çok etkili bir şut attı. Robinson çok iyi bastı, sert oynadı. Tottenham'ın teknik ayaklarını bu şekilde püskürttü. Steinsson muazzam oyununu, birde golle süsledi. Yine uzun topla çıkılan bir pozisyonda kazanılan serbest  vuruş dönüşü, topa çok iyi vurdu ve takımını rahatlattı. Bale karşısında da çok iyiydi.
          
           Orta sahada Muamba ve Holden mükemmel oynadılar, Krancjarı boğdular. Modric'te aynı oranda etkisizdi. Bolton'da bahsettiğimiz taktiksel oyunun en kilit oyuncuları kuşkusuz K.Davies ve Elmander'di. Uzun gönderilen topların neredeyse hepsini olumlu kullandılar. Hele M.Petrov'a K.Davies'in indirdiği bir top vardı ki görülmeye değer. Elmander uzun boyunu Davies ise kafa topu zamanlamasını çok iyi kullandı. Bolton ilk golünü Muamba'nın Sandro'ya presinden kaptığı topla buldu. K.Davies sol ayakla kariyerinin ilk golünü attı.
          Devre arasında oyuna giren Rus golcü Pavlyuchenko attığı müthiş gol haricinde etkili olamadı.  Sandro'nun yerine oyuna giren Huddlestone biraz olsun orta sahayı  toplasada Bolton orta sahasının kusursuz oyunu, performansını göstermesine izin vermedi. Gallas iki büyük hata yaptı. Bunların ikincisini kapan Matt.Taylor topu ceza sahası içinde Lee ile buluşturdu. Lee'yi yere düşüren Ekotto, Tottenham adına umutları bitirdi. Topun başına gelen usta golcü Davies farkı 3'e çıkardı.
         İkinci yarıda sahneye Tottenham'dan Hutton çıktı. Sağdan çok etkili olan Hutton, takım arkadaşı Bale'e nazire yaptı adeta. Sağdan alıp götürdüğü topu sol ayagına çekerek nefis bir plase gölüne imza attı. Bu golden sonra bindirmelerine yine devam eden Hutton, Krancjar'ın yerine oyuna giren Bentley'le daha iyi anlaştı. Hutton'un kazandığı serbest vuruşta ceza sahası içinde topla buluşan Pavly harika bir gol attı. Fakat Tottenham bu golleri attığı esnada bile kalesinde pozisyon vermeye devam ediyordu.
         Coyle'un topu ileride tutmak için oyuna aldığı Petrov, Davies'in harika kafa pasında takımını son saniyelerde rahatlatıp maçın skorunu belirledi.
    
       Maçın birçok kahramanı vardı. Owen Coyle, Holden, Muamba,Davies, bitmek bilmeyen enerjisiyle Lee ve her ne kadar takımı mağlup olsa da Hutton. Ama en büyük alkış kuşkusuz Tottenham'a nefes aldırmayan Owen Coyle'a.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder