27 Aralık 2010 Pazartesi

Arsenal - Chelsea


         Arsenal, üzerindeki büyük maç lanetini atmak için çıktı maça, Chelsea ise yaralıydı ve acilen bir çıkış galibiyetine ihtiyaçları vardı. Arsenal müthiş bir 3 puan aldı, sadece puansal olarak değil moral olarakta çok önemli bir galibiyet oldu. Maça kısa kısa bakalım;

Katı Savunma
         
Chelsea maça geride başladı. Önde Drogba, kanatlarda Kalou ve Malouda ile pres yapan maviler, Arsenal'in ceza sahasına yaklaştığı anlarda ise daha kalabalık savundular kalelerini, bunda başarılı oldular fakat ofansif yönden Drogba'nın bir şutu dışında etkili olamadılar. Arsenal derin top atarak pozisyon arıyordu. Nasri maça etkili başlamasına rağmen sonradan kesildi. Ferreira yine kötüydü defansif olarakta ofansif olarakta vasatı aşamadı. Chelsea'nin maestrosu Lampard'dan eser yoktu.Çok içe kaçtı. Arsenal ataklarında neredeyse 3. stoper oldu. Formsuzdu ve fizik olarak çok kötüydü, aldığı topları çoğu zaman olumsuz kullandı.
         Maç ilk yarı çok fazla durdu, ofsaytlar ağırlıktaydı. Walcott dakika 30'dan sonra açılmaya başladı sol taraftan Ashley Cole'yi zorlayan süratli oyuncu, rakibine bir de sarı kart yedirdi. Dakikalar 40'ı gösteriyordu fakat Chelsea gittikçe daha da geriye yaslanıyordu. Nasri harika bir şut attı Cech aynı güzellikte topu kurtardı. Wenger tedirgin ve heyecanlıydı. İlk yarı bu skorla biticek derken Maçın bana göre en iyi oyuncusu Song, Wilshere ile harika bir verkaça girip topu sol ayağıyla ağlara gönderdi. Wenger'in öğrencileri bu golle Ancelotti'nin ketum sistemini cezalandırdı. İlk yarı bu skorla bitti.

Walcott Şov
         
Maça kötü başlayan Walcott, hızını ve temposunu gitgide arttırdı. Chelsea ikinci yarıya da aynı taktikle başladı. Mikel'in yerine Ramires oyundaydı. van Persie'nin defansı karıştırdığı pozisyonda Essien çok büyük bir hata yaptı. Karamboldeki topu Cech'e doğru çok yavaş gönderen oyuncunun bu pasını Walcott değerlendirdi. Aldığı topu süratle ceza sahasına doğru sürdü ve kaptana çok rahat bir gol attırdı. Fabregas iyi oyununu golle süsledi. Chelsea'li futbolcular ufak çaplı bir şok yaşarken topu Malouda'nın ayağından kapan Walcott, Topu Fabregas'a kazandırdı, Fabregas, Walcott'a nefis bir pas attı. Ceza sahasına giren oyuncu, çok iyi bir son vuruşla  takımını müthiş bir skora taşıdı. Walcott, onu Lennon'la kıyaslayanlara son vuruşlarıyla cevap vermeye devam ediyor. Hızının yanında bu kadar iyi bir oyun görüşü ve bitiriciliğe sahip olması onu çok özel kılıyor.

Son Çırpınışlar
        Chelsea 3-0 geriye düşmüştü ve önünde 35 dakika daha vardı. Ancelotti bütün kozlarını kullandı, maçın kötülerinden Malouda'nın yerine Kakuta'yı, yine maçın kötülerinden Ferreira'nın yerine belki de maçın başında oynaması gereken Bosingwa'yı oyuna aldı. Ancelotti heralde Ferreira'nın stopervari defansif özelliklerine güvendi Nasri karşısında, fakat Bosingwa'nın 2 sezon önceki Messi markajı hala hatıralarımızda. Chelsea kalan dakikalarda Drogba'nın ortasında Ivanovic'in attığı golle farkı 2'ye indirdi. Chelsea'de hiçbir etkinlik olmamasına rağmen Arsenal ve Wenger tedirgindi. Neyse ki kafalardaki felaket senaryosu gerçekleşmedi maçı Arsenal 3-1 kazandı.

Sonuç Olarak      
        Arsenal harika bir galibiyet aldı. Wilshere ve Song kilit oyunculardı ve harika oynadılar. Önlerindeki oyuncular onlar sayesinde çok daha rahat oynadılar. Djoruou iyiydi fakat Koscielny, Chelsea'nın oyunu yıktığı dakikalarda bocaladı, ufak tefek hatalar yaptı. van Persie çok iyi bir mücadele verdi. Lampard,Drogba,Essien formsuz ve isteksizdi. Chelsea, hakettiği bir mağlubiyet aldı. Bolton maçında yaşanıcak puan kaybı Ancelotti'nin başına çok büyük iş açıcak.

12 Aralık 2010 Pazar

Estudiantes La Plata - 2010 Apertura Şampiyonu!


        Veron ikinci yarıda oyundan alındı. Yerine Haziran ayından Velez'den transfer edilen tecrübeli santrafor  Hernan Rodrigo Lopez girdi. Taraftar ağlayarak tezahüratlarına devam ediyordu. Rakip Velez deplasmanda 2-0 öndeydi. Estudiantes  şampiyon olabilmek için maçı kazanmalıydı.Dakika 74'te kornerden orta geldi Lopez golü attı. Stad bayram yerine döndü. Herkes son dakikalardaki Arsenal de Sarandi ataklarına hazırlık yapıyordu ki sağdan kesilen ortada ceza sahasında öyle bir kafa vurdu ki Lopez, Velez'in biletini keserken Estudiantes'i tarihinin 5. şampiyonluğuna taşıdı.
         Maçın atmosferi,golleri ve taraftarı görülmeye değerdi. Açılış ligi muhteşem bir kapanış yaşadı...

11 Aralık 2010 Cumartesi

Atletico Madrid - Deportivo

        Atletico son 3 resmi maçını kaybetmişti. Quique Sanches Flores 2 maç cezasının ardından domuz gribine yakalanmıştı. Güney Afrika'nın yıldızı Forlan aylardır formsuzdu. Ama taraftar ve camia umutluydu. Beklenen oldu Atletico Madrid 2-0 kazandı.

15 Dakikalık Fırtına
       
 Madrid maça çok istekli ve hırslı başladı. Henüz dakika 4'te yerinde durmayan Agüero kaleci Aranzubia'yı çalımlarken düşürülünce kazanılan penaltıyı Forlan kaçırdı. Bu penaltının şokunu A.Madrid çabuk atlattı. Hızlı çıkılan atakta topla buluşan Reyes ayağının dışıyla Agüero'ya çok güzel bir pas attı, Agüero ofsayt diye durakladıktan sonra topu tekrar kontrol edip ceza sahasına kadar sürdü. Önündeki rakibinide çok güzel geçen süperstar güzel bir gol vuruşuyla takımının hakettiği golü buldu. Deportivo çok ama çok etkisizdi bu bölümde. De Gea'yı ilk 15 dakika içinde bir kere gördük o da karambolden kazanılan korner atışında. Bu 15 dakikalık bölümde La Coruna 3 sarı kart yedi.

    

Rölanti-Gol-Rölanti
    
         
Mavi beyazlılar kısa süreli afallamadan sonra biraz olsun oyunu dengelediler fakat bu dengeleme çok kısa ve etkisiz oldu. Reyes ve Agüero asıl mevkisi sağ bek olan Diego Perez'in oynadığı sol tarafı haşat ettiler. Raul Garcia maçın gizli kahramanıydı orta sahada mükemmel oynadı. Mükemmel oyununu Agüero'ya attırdığı golle taçlandırdı. Forlan ilk yarım saatte çok fazla organize atağı bozdu. Maçın ilerleyen dakikalarında ise hiç gözükmedi. Hatta maçın sonlarına doğru geriye gelip bir top almak istedi topu aldı ve hatalı kullandı. O pozisyondan sonra taraftarlar tarafından ıslıklandı. Atletico Madrid takım savunması olarak mükemmeldi. Son 40 dakika topu rakiplerine bırakmalarına rağmen 1 tane bile pozisyon vermediler. Deportivo'lu Urreta'da iş var. Kaptan Pablo elinden geleni yaptı. Reyes çok iyiydi. Tiago çok top kesti. Kırmızı Beyazlılar inanılmaz güzel alan daraltıp rakibe hiçbirşey oynatmadılar. Forlan yine hayal kırıklığıydı. Dakika 79'da yerini Arsenal'den tırtıklanan Fran Merida'ya bıraktı. Oyuna sonradan giren Merida, Diego Costa ve Mario Suarez oyunu biraz hareketlendirdi. Bu hareketlenen kısımda Atletico Madrid 3.gole Agüero'yla iki pozisyonla yaklaştı.
      Maçın en güzel görüntüsü ekrana ne zaman Lotina gelse çaresiz bir şekilde elleri cebinde yere bakıp volta atmasaydı. O çaresiz oyunun karşı taraftaki mimari cep telefonuyla direktif gönderen Quique Sanchez Flores'ti.
      Sonuç olarak Atletico Madrid istediğini güzel bir oyunla aldı. Agüero bu formunu sürdürürse daha çok can yakar fakat Forlan'ın biraz kıpırdaması gerekiyor. Deportivo açısından bakarsak ordan oraya koşturdukları bir maç oldu fakat bu maçtan çok etkileniceklerini sanmıyorum. Orta sıra dengesiz takımı olarak ligi tamamlıyacaklar.

3 Aralık 2010 Cuma

Fildişi Sahilleri'nde bekliyorum

        Aruna Dindane ve Bakari Kone. İki Fildişili henüz 14 yaşında iken ülkelerinin ASEC Mimosas takımlarında futbol oynamaya başladılar. İki oyuncu'da 18 yaşında aynı bu takımlarda profosyonel oldu. ASEC Fildişi'nin en büyük futbol kulübü olmasının yanı sıra özellikle Fransa ve Avrupa'daki Fildişi Sahili kökenli oyuncuların çıkış noktası. Didier Drogba hariç neredeyse Avrupa'da oynayan bütün Fildişi'li oyuncuların altında ASEC'in imzası var. Herneyse biz ASEC'i geçelim.


         Büyük adam(kalıbına itafen) Dindane 20sine basmışken Anderlecht'in yolunu tuttu. Küçük adam Bakari Kone ise 3 yıl daha burda oynayıp vatandaşı A.Keita gibi Katar'a Al-İttihad'a transfer oldu. Orada 1 sene oynadıktan sonra Lorient'e transfer olan B.Kone, adımlarını ufak ufak atıyordu. Kone oradan oraya savrulurken büyük adamımız Dindane Belçika'da harika işler çıkarıyordu. Anderlecht ile 150den fazla maça çıkan Dindane, burada 2 şampiyonluk yaşadı. Sonra Lens'e transfer oldu. Lens takımında da kendinden söz ettirip orayada damgasını vurdu. Bakari iki senelik Lorient macerasından sonra Nice transfer oldu. Nice'de sürati ve attığı gollerle kendisini bir anda Marsilya'da buldu. Dindane 4 yıllık Lens macerasından sonra o sene mali kriz yaşayan, neredeyse bütün transferlerini kiralık olarak gerçekleştiren Portsmouth'a kiralandı. Lige erken veda eden Portsmouth takımının mucizevi FA Cup finali oynamasında büyük pay sahibi oldu. Fratton Park'ta oynanan maçlarda ayağına aldığı her topta seyirciyi heyecanlandıran Dindane çok fazla maça çıkmamasına rağmen Portsmouth'lu taraftarların unutmayacağı isimler arasına girdi. 

 
        Dindane'i son Dünya Kupası'nda da izledik. Şimdi bu iki güzel adam Katar'da Lekhwiya takımında top koşturuyorlar. Dindane'i Blackburn Rovers, Kone'yi ise P.S.G istiyordu. Keşke Dindane Blackburn'a Kone'de P.S.G'ye transfer olsaydı. Bu iki güzel adamı erken kaybetmeseydik.